Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun,
Efendim bildiğiniz üzere Şevval Ayı’nda 6 gün oruç tutmak bütün seneyi oruçlu tutmuş gibi sevap kazandırıyor [1]. Düşünsenize sadece 6 taş ile en az 354 gün vuruyorsunuz. Müthiş! Tamam bunu cebe attık. İyi, güzel, hoş…
Peki daha fazla sevap alabilir miyiz?
Evvet! Alabiliriz!
Nasıl mı? Şöyle kiii:
Eyyam-ı Biyd [2] (13-14-15 Oruçları. Bu arada doğrusu böyle yazılıyor diye biliyorum. Yanlış isem lütfen düzeltin efendim.) bu cuma, cumartesi ve pazar. Yani 31 Ağustos, 1 ve 2 Eylül 2012. Şevval oruçlarının 3’ünü bu günler tutarsak ikisininde sevabını alıyoruz inşaallah.
Fark ettiğiniz üzere bu 3 günün evveli perşembe ve ahiri de pazartesi. Yani pazartesi ve perşembe günü oruçları [3] [4] [5] ile birleştirmek de mümkün. Böylece Şevval Ayı’nda tutmak istediğiniz 6 günün 5 ‘ini bu günlerde tutabilirsiniz.
Dilerseniz Şevval Ayı’nın son günü de oruç tutarak 6 gün oruç tutmuş olur bir sürü sevabı da sağ tarafınıza yazdırmış olursunuz, inşaallah.
Allah yariniz ve yardımcınız olsun.
Selam ve dua ile efendim…
Kaynaklar:
[1] “Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki Şevvâl ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçla geçirmiş gibi olur.” (Riyazüs-Salihin, C.2,S.510,2)
[2] “Kim her aydan üç gün oruç tutarsa ömür boyu oruç tutmuş gibi olur.” (Tirmizî, Savm, 54, III, 135)
[3] Efendimiz (s.a.v.) ‘e pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu ki: “O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür.” (Müslim, Sıyâm 197, 198)
[4] Ebu Hureyre radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Pazartesi ve perşembe günleri ameller (Allah’a) arz olunur. Ben, oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim.” (Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Müslim, Birr ve’s–sıla 36 (ancak burada oruçla ilgili kısım yer almamaktadır); Nesâî, Sıyâm 70)
[5] Aişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v.) pazartesi ve perşembe günleri orucuna özen gösterirdi. (Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd 60; Nesâî, Sıyâm 70; İbni Mâce, Sıyâm 42)