Kategoriler
Günlük Manevi İlaçlar

Yeni Hicrî Yıl Yaklaşırken

Allah ‘ın selâmı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun.

Yeni hicrî yıl yaklaşırken bu yeni yılı nasıl karşılamamız gerektiği üzerine ufak bir hadis araştırması yaptım. Bulduğum yaygın hadislere göre şunları yapabiliriz:

1- Zilhicce ‘nin son günüve Muharrem ‘in ilk günü oruç tutmak [50 senelik günahlar kefâret edilir + 30 günlük oruç sevabı]

2- Aşura gününde ve o günden ya bir gün önce ya da bir gün sonra oruç tutmak [geçmiş senenin günahları affedilir + 60 günlük oruç sevabı]

3- Perşembe, cum’a ve cumartesi günü oruç tutmak [her gün için 900 senelik ibadet sevabı verilir + 90 günlük oruç sevabı ]

4- Eyyam-ı biyd oruçlarını da ekleyebilirsiniz [Eyyam-ı biyd + 90 günlük oruç sevabı]

“Ramazan orucundan sonra, tutulan oruçların en faziletlisi Allah’a izafet ile şereflendirilen Muharrem ayındaki oruçtur.” (Riyazü’s-Sâlihin, II, 504)

“Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç Allah ’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Müslim, Ebu Davud)

“Ramazan’dan sonra en üstün oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en değerli ve üstün namaz gece yarısında kılınan (teheccüd) namazıdır.” (Ebu Hureyre (r.a.), Müslim)

“Haram aylardan herhangi birisinin bir gününü oruçlu geçirmek, başka bir ayın otuz gününü oruçla geçirmekten daha efdal ve üstündür. Ramazan ayının bir gününün orucu, haram ayların otuz gününün orucundan daha efdaldir.” (İhya-ı Ulum’id-Din – İmam-ı Gazalî)

“Zilhicce’nin sonuncu günü ile Muharrem’in ilk gününü oruçlu geçiren kişi geçen seneyi oruçla bitirmiş, gelecek seneyi de oruçla karşılamış olduğundan Allah-ü Tealâ ona elli senelik kefaret yazar.” (Gunyet’üt Talibin – Abdülkadir Geylanî k.s.)

“Aşura günü orucunu tutun, fakat -Aşure gününden bir gün önce veya bir gün sonra da (9-10, veya 10-11. günü) oruç tutmak suretiyle- Yahudilere muhalefet edin” (İbn Abbas / Ahmed b. Hanbel / bk. İbn Hacer, 4/245)

“Aşûra gününde tutulan orucun, bir yıl önce işlenen hata ve günahların bağışlanmasına vesile olacağı müjdelenmiştir.”(Riyâzü’s-Salihin, II, 509)

“Kim haram aylarda(n olan Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb’de) üç gün oruç tutarsa, o kişi için 900 yıllık ibadet sevabı verilir.” (Enes r.a.)

“Resulullah buyurdu ki her kim herhangi bir haram aydan Perşembe, Cuma ve Cumartesi olmak üzere üç günü oruçlu geçirirse, kendisine (her güne karşılık) 900 sene ibadet sevabı yazılır.” (Taberani)

“Her kim Muharremden bir gün oruç tutarsa ona her güne karşılık 30 gün (oruç sevabı) vardır.” (Gunyet’üt Talibin – Abdülkadir Geylanî k.s.)

“Kim, muharrem ayından bir gün oruç tutarsa, o ayda tuttuğu her gününe karşılık o kimse için otuz sevap vardır.” (Abbas, İmam Suyuti)

Selâm, duâ ve muhabbetle,

Allah ‘a emanet olunuz.

Kategoriler
Günlük

Safları Sıkı Tutma Yöntemi – 2

Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun.

Geçenlerde safları sıkı tutma üzerine bir yazı yazmıştım. Bu yöntem kişinin bulunduğu saf için geçerliydi. Fakat bir öndeki saftaki boşluğu doldurmaya yönelik değildi. Bu sefer aklıma başka bir fikir geldi.

Fikrimi yeterince olgunlaştıramadım aslında. Üzerinde biraz daha düşünmek gerek. Uygulama olarak ilki kadar pratik ve ucuz değil. Ben yine de sizinle paylaşayım istedim. Belki zihninizde bir ampul yanar. Buradaki asıl maksadım zaten sizi düşünmeye sevk etmek 🙂

Yesilden kirmiziya camii halisi

Camii halılarının renkleri en ön safından arkaya doğru yeşil, sarı ve kırmızı olacak. Renklerin anlamı şu; yeşil en çok sevap alınan, sarı biraz daha az ve kırmızı da artık “biraz daha erken gel hacı!” der gibi. Camiinin girişine de bilgilendirici renkli bir poster asılır. Evet kabul ediyorum biraz çocukça, biraz oyun gibi. Hatta bu yüzden bu fikrin daha uygulaması kolay bir hali yazın Kur’an kurslarında uygulanırsa çocuklara bu hassasiyet aşılanmış olur. 😛 🙂

Aklıma başka fikirler de geliyor aslında. Mesela ön saflara doğru halıların kokusu daha da güzel olsa nasıl olurdu? Açıkçası benim için bir cazibesi olurdu 🙂 Ya da bir öndeki safın ayak basılan yerine x2 falan yazsak? 🙂 Çünkü sevaplar imamın arkasından doğru bir sağa bir sola olarak yayılıyor ya, heh işte bir öndeki safa geçmek (eğer saf uzunsa) bayağı avantajlı 🙂

Ne buuu? Akademisyen kafası…

Selâm, duâ ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz.

Kategoriler
Günlük

Diyene Bak

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramı, affı, mağfireti, rızası üzerinize olsun,

Bilhassa sosyal medyada (Müslümanlar arasında) sıkça yaşandığını gördüğüm bir şey var. Bunu zamanında ben de yapmış olabilirim. Allah cümlemizi affetsin. (Âmin)

Şimdi, kendimde fark ettiğim bu şeyi, sizinle de paylaşmak istiyorum.

A grubunun üyesi B grubunu bir sebepten ötürü eleştiriyor. Ha bu arada A ve B ille grup olmak zorunda değil bunlar kişi de olabilir. Bunu duyan/okuyan B grubu mensubu mübarek zat hemen yapıştırıyor cevabı “Diyene bak! Sen ne kadar hassassın ki?… Ne kadar kurallara uyuyorsun ki?…”. Mesela en sık yaşanan konuşmalardan biri şallı hanımların şallarını gevşek bağlamaları konusu.

Bunun bir kaç sebebi var sanırım. Birincisi karşımızdakini de aşağıya çekerek karşı tarafa göre göreceli olarak konumumuzu korumamız. Bir diğeri o anki suçlu durumdan kurtulmak için karşı saldırıda bulunma isteğimiz olabilir. Üçüncü olarak da ki bence en mantıklısı bu; vicdanımızı rahatlatma çabamız olabilir. Yani kusuru o kadar da önemli değilmiş gibi algılamaya başlamak/çalışmak.

Fakat bunlardan yada bunların dışındaki ne sebeplerden ötürü olursa olsun, bu cevap problemimizi çözmüyor. Bizim bu yaptığımız doğru değil. Bizim bu yaptığımız aslında bir diğer kusurlu hareket. Biz böyle bir cevaptan sonra o yanlış her ne ise onu yapmaya devam ediyoruz. Burada atladığımız bir şey var; bu sözü bize gerçekten kim söyledi?

Görünene bakarsak Allah ‘ın bir kulu… Bize sorsalar bizden daha aşağıda bir kul. Fakat görünmeyen bir kısım var. Aslında o muhteremi bize gönderen kim? Allah. Tatlı yahut sert uyartan, ikaz ettiren kim? Allah. Daha da geriye gidelim; o işi yapmamamızı taa en başta emreden kim? Yine Allah. “Yaaa tabi canım orası öyle de…” dediğiniz duyar gibiyim… Eeee o zaman? Orası eğer öyleyse?…

Bundan sonrasını söylemeye gerek yok. Siz bundan önce farketmediyseniz de zaten meseleyi anladınız. Bundan sonrasını tarif etmeye, anlatmaya gerek yok.

Gelin bir duâ ile bitirelim.

Allah (c.c.), bize,  kendilerini sevdiği, kendilerinden razı olduğu, bize kusurlarımızı tatlı dille söyleyen dostlarını dost edindirsin. Rabbimiz (c.c.) o kusurlarımızı en güzel şekilde düzeltmeyi, onlardan kurtulmayı nasip etsin. Ve Rabbimiz (c.c.) o dostlarını sevdiği gibi bizi de sevsin ve onlardan razı olduğu gibi bizden de razı olsun. (Âmin)

Selam, duâ ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz…