Kategoriler
Günlük Manevi İlaçlar

Üzüntü ve Tasa ile İlgili Dualar Üzerine Bir Tespit

Allah ‘ın selamı, rahmeti, mağfireti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun.

Üzüntü ve tasa ile ilgili duâları içeren hadisleri araştırıyordum. Kütüb-i Sitte’nin bir kısmına baktım (aşağıda). Var olan bütün hadislere bakmadım. Yani çok derin bir araştırma değil. Neyse konuya dönelim. Duaların çoğunda tabii olarak belalardan kurtulma ile ilgili cümleler var. Fakat bunların yanında, ekseriyetinde, Allah ‘ın (c.c.) azameti, yüceliği ile ilgili cümleler olduğunu tespit ettim. Hatta öyle ki bazılarında direk böyle cümleler var. Bunun üzerinde tefekkür etmek lazım diye düşünmekteyim.

*** Üzüntü ve Tasa Halinde Dua ***

1813 – Hz. Sa’d (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Balığın karnında iken, Zü’n-Nün’un yaptığı dua şu idi: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni küntü mine’z-zâlimin. (Allahım! Senden başka ilâh yoktur, seni her çeşit kusurlardan tenzih edirim. Ben nefsime zulmedenlerdenim.)” Bununla dua edip de icâbet görmeyen yoktur.”

Tirmizi, Daavât 85. (3500).

1814 – Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: “Halim ve azim. olan Allah’tan başka ilah yoktur. Büyük Arş’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş’ın Rabbi, arzın Rabbi, Semâvât’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilah yoktur.”

Buhâri, Daavât 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavât 40, (8431); İbnu Mâce, Dua 17, (3883).

1815 – el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün Mescid’e girdi. Orada Ensâr’dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı. Ona:

“Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid’de oturmuş görüyorum?” diye sordu.

“Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah’ın Resülü” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):

“Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder.”

“Evet, ey Allah’ın Resülü, öğret!” dedim.

“Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: “AIlahım üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun galebe çaImasından ve insanların kahrından sana sığınırım.”

(Ebü Ümâme) der ki: “Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi.”

Ebü Dâvud, Salât 367, (1555).

1816 – Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti. Resülullah ona:

“Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)” dedi:

“Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arş-ı Âzam’ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkân’ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir). Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak. Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir. Sen bâtınsın, senin dışında bir şey yoktur. Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl.”

Tirmizi, Daavât 68, (3477); İbnu Mâce, Dua, 2 (3831).

1817 – Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı bir şey üzecek olsa şu duayı okurdu: “Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu. (Ey diri olan, ey Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum).” Ve keza şöyle derdi: “Elizzu bi-yâ-ze’l-celâli ve’l-İkrâm.” (Yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm)i devamlı söyleyin!

Tirmizi Daavât 99, (3522).

1818 – Esmâ Bintu Umeys (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: “Sana sıkıntı zamanında okuyacağın bir duayı öğreteyim mi?” diye sordu ve şu duayı söyledi: “Allâhu, Allâhu Rabbi lâ üşriku bihi şey’en. (Rabbim Allah’tır, Allah! Ben ona hiçbir şeyi ortak koşmam!)”

Ebu Dâvud, Salât 361, (1525), İbnu Mâce, Dua 17, (3882).

1819 – İbnu Mes’ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: “Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun:

“Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum, câriyenin oğluyum, senin avucunun içindeyim, alnım senin elinde. Hakkımdaki hükmün caridir. Kazan ne olursa hakkımda adalettir. Kendini tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur’ân’ı kalbimin baharı, sıkıntı ve gamlarımın atılma vesilesi kılmanı dilerim.”

Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir.”

Mecmau’z Zevaid’de (10, 136) mevcuttur. Hâkim’in Müstedrek’inde de (1,509) kaydedilmiş.

**********************************

Selam, duâ ve muhabbetle,

Allah ‘a (c.c.) emanet olunuz.

Kategoriler
Genel Günlük

Okçuluk Duâsı

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun.

Daha önceki yazılarımda Kemankeş Mustafa Efendi’nin yıllar önce okçuluğun sırlarını bizimle paylaşmak için yazdığı kavsnamesini okuduğumu söylemiştim. Kavsnamenin başlarında ok atmakla ilgili bir duâ var. Ben bu duâyı ezberlemek istedim. Ezberlerken de her kelimenin anlamını öğreneyim. Bu şekilde daha hızlı öğrenirim, aklımda kalır diye düşündüm. Kelime anlamlarını araştırırken duânın yanlış yazıldığını anladım (1). Doğrusunun Arapça hali aşağıda verilmiştir.

Duânın bir hikayesi var. Efendimiz (s.a.v.) bir savaşta (Uhud olması lazım) pirimiz Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) ‘ı önüne oturtmuş. Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) her ok atışında “Allah ‘ım! Atacağım ok senin okundur. Onu düşmanına eriştir!” diye dua edermiş. Efendimiz (s.a.v.) ‘de her seferinde bu duanın arkasından “Allah ‘ım! Dua ettiği zaman, Sad’ın duasını kabul et! Allah ‘ım! Sad’ın atışını, okunu doğrult!” diye dua eder, “Ey Sa’d! Babam anam sana feda olsun! Durma at!” dermiş. Öyle ki, Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) ‘ın tirkeşi boşalınca Efendimiz (s.a.v.) kendi oklarını tek tek Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) ‘ın yayına yerleştirmiş (2). Allah bizleri şefaatlerine nail eylesin. (Âmin)

أَبِي بَكْرٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ فِي سَعْدٍ : ” اللَّهُمَّ سَدِّدْ رَمْيَتَهُ ، وَأَجِبْ دَعْوَتَهُ ، وَحَبِّبْهُ “

Kaynaklar:
(1) Vural, H. ve Aksoy, Y. M. (2010). Kavsname – Kemankeş Mustafa Efendi (ss. 39-40). Tokat: Taşhan Kitap Yayınları.
(2) Köksay, M. A. (2007). İslam Tarihi – Hz. Muhammed (s.a.s.) ve İslamiyet (Cilt 3, ss. 535-536). İstanbul: Işık Yayınları.

Kategoriler
Günlük

Kemankeş Mustafa Efendi’nin Kavsnamesinden Bir Alıntı

Esselamu aleykum ve rahmetullah,

Bilen bilir bür süredir geleneksel okçuluk ile uğraşmaktayım. Şuan bir yandan talim yaparken diğer yandan da Kemankeş Mustafa Efendi’nin kavs-nâmesini okuyorum. Hoşuma giden, sizlerle paylaşmak istediğim pek çok yer var. Birinden başlayayım istedim.

Şu an okuduğum kısımdaki konu okçuluğun, bilhassa menzil atışlarının, sabır gerektirdiği üzerine. Konuyla ilgili verilen misal çok hoşuma gitti. Buyrun…

“… dimişlerdür aceleyle yürüyen yolda kalur har-ı lenk anul anul menzil alur imdi meşeldür segirdim ile giden at yolda kalur amma aksak eşek aheste aheste yürümek ile konaga varur zira menzil atmak ya keramet ya idman dimişlerdür…”

🙂

Selam, dua ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz.

Kategoriler
Günlük Manevi İlaçlar

Receb-i Şerif için Duâlar

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramı, affı, mağfireti, merhameti, nuru üzerinize olsun.

Recep ayına çok az bir zaman kaldı. Sosyal paylaşım sitelerinde merhum Hocam Mahmud Es’ad COŞAN (Rh.a. – 1 Fatiha, 3 İhlas) ‘den bir alıntının sıklıkla yapıldığını gördüm. Hemen bilmeyenler, görmeyenler için buradan ben de paylaşayım:

“Receb ayının ilk gecesi duaların kabul olduğu çok kıymetli bir geceymiş. Hatırınızda olsun. Hani insan bazen ileriye dönük işlerinde bir not alır ya, siz de bu işin bir notunu alın. Aklınıza veya defterinize veya kenara yazın ki 20-25 gün sonra bir gece gelecek ki dualar makbul. O zamanı kaçırmayın. Takvimlere bakın, o gece yapacağınız duaları şimdiden düşünün.” M.E.C.

Heyecanla Recep ayının ilk gecesini (yanlışım yoksa Cum’a gününün akşamı) bekliyoruz. Dualar kabul oluyormuş. Ne güzel! Zaten bir sürü şey için dua etmem lazımdı. Sizin de istedikleriniz vardır. Fırsat bu fırsat yani…

Geçtiğimiz günlerde de (7 Mayıs 2013 tarihinde Akra FM ‘de Ummandan İnciler programı adıyla yayınlanan sohbetin takriben 4.dksından sonra olması gerekiyor. Sohbetin adı: Namaz – Sözünde durmak – Komşusunun emin olması) merhum Hocam Mehmet Zahid KOTKU (R.a. – 1 Fatiha, 3 İhlas) şunları söylemişti:

“… Kader denen bir şeyimiz vardır, imanımız. Bunu hiçbir şey durdurmaz, ancak yalvarışlar, duâlar. Onun için Cenab-ı Hakk ‘a çok duâlar etmelidir. Hususi duâ kitapları vardır. Biz bu duâları bilemeyiz ve becerip de söyleyemeyiz de. Onun için eski büyüklerimizin yaptıkları gerek Cenab-ı Hakk ‘ın gerek Peygamberimiz ‘in (s.a.v.) gerek büyük evliyalardan intikal eden o duâlar çok makbul duâlardır. O duâları etmeli ki, o kaza ve kaderler de geri çevrilsin…” M.Z.K.

Ben de bunun üzerine bu sınıflara giren duâları araştırmaya başladım. İlk duâ, bizim çok iyi bildiğimiz, 3 ayların başında Efendimiz ‘in (s.a.v.) sık sık yapmamızı istediği duâ:

“Allahumme barik lena fi recebe ve şa’ban ve belliğna ramazan” (Âmin) (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/259)

“Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır” (Âmin)

Diyanet ‘in sitesinde de pek çok duâ buldum. Bunlar Recep ayına özel duâlar değiller. Fakat M.Z.K. Hocamız ‘ın söylediği gerek Cenab-ı Hakk ‘ın gerek Peygamberimiz ‘in (s.a.v.) gerek büyük evliyalardan intikal eden duâlardır.

Kaynak: http://dua.diyanet.gov.tr/

Bildiğiniz, bulduğunuz duâları bir şekilde bu fakire de iletirseniz, çok bahtiyar olur.

Selam, duâ ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz…

Kategoriler
Genel

Besmele Duvar Kağıdı

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun,

Bir önceki yazımda duâ kağıdı hazırlamıştım. Aynısını besmele için hazırladım. Dilediğiniz gibi kullanıp, dağıtabilirsiniz.

Selam, duâ ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz.

PSD Belgesi | Duvar Kağıdı (1920×1080)

besmele_1920_1080

Kategoriler
Günlük

Duâ Kağıdı

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun

Kendim için hazırladığım bir duvar kağıdını sizinle paylaşmak istedim.

Duvar kağıdı verimli, bereketli çalışma için, Allah ‘ın yardımına mazhar olmak için, işte muvaffak olabilmek için yaygın olarak okunan duâları içeriyor. Duâları nereden aldığımı ve kaç kere okunması gerektiğini de sonuna daha ufak boyutta yazdım.

Belki eklemeler yapmak istersiniz, boyutlarını değiştirmek istersiniz ya da farklı renklerde duvar kağıtları oluşturmak istersiniz diye Photoshop belgesini de koyuyorum.

Selam, duâ ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz.

Photoshop Belgesi | Duvarkağıdı (1440×900) 

ise_baslamadan_once_1440_900

Kategoriler
Manevi İlaçlar

Cehennem Ateşinden Korunma Duâsı

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı, ikramı, affı, mağfireti, merhameti, rızası üzerinize olsun

“Sabah namazını kıldığında hiç kimseyle konuşmadan önce yedi defa “Allahümme ecirnî minennâr” (Allah ‘ım, beni Cehennem ateşinden koru) de. Eğer o gün ölürsen Allah senin için Cehennem ateşinden koruyucu bir berat yazar. Akşam namazını kıldığında hiç kimseyle konuşmadan önce yedi defa Allahümme ecirnî minennâr” (Allah ‘ım, beni Cehennem ateşinden koru) de. Eğer o gece ölürsen Allah senin için Cehennem ateşinden koruyucu bir berat yazar.” (Müsned, 4/234)

Resulullah (s.a.v.) Hâris et-Temîmî ’ye şöyle buyurmuşlardır:
“Akşam namazını kıldığın zaman yedi kere şöyle de: “Allahümme ecirni minennâr” (Allah ‘ım beni Cehennem azabından koru). Şayet bu duâyı okur, o gece de ölürsen, Cenab-ı Hak seni Cehennemden uzak kılar. Aynı şekilde sabah namazını kıldıktan sonra okur, o gün ölürsen, yine Cehennemden âzat kılınmış yazılırsın.” (Ebû Dâvud, Edeb: 110; Hadis No: 5079)

Selam, duâ ve muhabbetle,
Allah ‘a emanet olunuz…

Kategoriler
Günlük

Dua Üzerine

E’s-Selamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühu,

Efendim, Allah ‘a şükürler olsun ki, dua eden insanlarız. Lakin bir eksiğimiz var. O da şudur ki: kendi duamıza amin demiyoruz. Babam ve kardeşim uzun zaman önce beni uyarana kadar ben de etmezdim. Kendi duama amin demem gerektiğinin öğrenince uygulamaya başladım. Sonra bir sebepten kendi duasına amin demeyen kardeşlerimi görünce, onlara olması gerekeni hatırlatmak istedim. Bunu hem kırıcı olmadan hem de karşı tarafta tesiri kuvvetli olacak şekilde yapmam gerekiyordu ki o da uygulasın. Aklıma gelen en güzel çözüm kaynak göstermekti. Konuyla alakalı bir hadis bulma arayışına girdim ve nitekim, elhamdülillah, bir hadis-i şerif de buldum. Hatta ve hatta fazladan başka şeyler de buldum 🙂 Bunları sizinle de paylaşmak istiyorum. Okuyup, uygulayıp, bana da dua edenden Allah razı olsun, Allah rahmet eylesin (Hepsini okuyan anlar), âmin. :))

Hadis 01: Ebu Züheyr en-Nümeyri (ra)’den naklen anlatıyor: “Bir gece Resulullah (sav) ile beraber çıktık. Derken bir adama rastlatdık. Sual (ve Allah’tan talep) hususunda çok ısrarlı idi. Resulullah (sav) onu dinlemek üzere durakladı. Ve: “Eğer (duayı) sonlandırırsa vacib oldu!” buyurdu. Kendisine: “Ne ile sonlandırırsa ey Allah’ın Resulü!” denildi. “Amin ile” dedi, uzaklaştı. Adama: “Ey fülan! Duanı aminle tamamla ve de gözün aydın olsun!” dedi.

Ravi: Ebu Musahhih el-Makrai (R.a.)

Kaynak: Ebu Davud, Salat 172, (938)


Hadis 02: Resulullah (sav) dua eden bir adamın, dua sırasında Hz. Peygamber (sav)’e salat ve selam okumadığını görmüştü. Hemen: “Bu kimse acele etti” buyurdu. Sonra adamı çağırıp: “Biriniz dua ederken, Allahu Teala’ya hamd-u send ederek başlasın, sonra Hz. Peygamber (sav)’e salat okusun, sonra da diledigini istesin” buyurdu.

Ravi: Fadale İbnu Ubeyd (R.a.)

Kaynak: Tirmizi, Da’avat 66, (3473, 3476); Ebu Davud, Salat 368, (1481); Nesai, Sehv 48, (3, 44)


Hadis 03: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden biri dua edince “Ya Rabb! Dilersen beni affet! Ya Rabb dilersen bana rahmet et!” demesin. Bilakis, azimle (kesin bir üslubla) istesin, zira Allah Teala Haretleri’ni kimse icbar edemez.”

Ravi: Enes (R.a.)

Kaynak: Buhari, Da’avat 21, Tevhid 31; Müslim, Zikr 7, (2678-79); Muvatta, Kurban 28 (1, 213); Tirmizi, Da’avat 79 (3492); Ebu Davud, Salat 358, (1483); İbnu Mace, Dua 8, (3854)


Hadis 04: Bir sefere (Hayber Seferi) çıkmıştık. Halk (yolda, bir ara) yüksek sesle tekbir getirmeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) (müdahele ederek): “Nefislerinize karşı merhametli olun. Zira sizler, sağır birisine hitab etmiyorsunuz, muhatabınız gaib de değil. Sizler gören, işiten, (nerede olsanız) sizinle olan bir Zat’a, Allah’a hitab ediyorsunuz. Dua ettiğiniz Zat, her birinize, bineğinin boynundan daha yakındır” dedi.

Ravi: Ebu Musa (R.a.)

Kaynak: Buhari, Da’avat 50, 67, Cihad 131, Meğazi 38, Kader 7, Tevhid 9; Müslim, Zikr 44, (2704); Tirmizi, Da’avat 3, 69, (3371, 3467); Ebu Davud, Salat 361, (1526, 1527, 1528)


Hadis 05: Resulullah (sav) özlü duaları tercih eder, diğerlerini bırakırdı.

Ravi: Hz. Aişe (R.a.)

Kaynak: Ebu Davud, Salat 358, (1482)


Hadis 06: Resulullah (sav) duayı üç kere yapmaktan, istiğfarı üç kere yapmaktan hoşlanırdı.

Ravi: İbnu Mes’ud (R.a.)

Kaynak: Ebu Davud, Salat 361, (1524)


Hadis 07: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kardeşinin gıyabında dua eden hiçbir mü’min yoktur ki melek de: “Bir misli de sana olsun” demesin.” (Ebu Davud’un rivayetinde şu ziyade vardır: “Melekler: “Amin, bir misli de sana olsun!” derler.”)

Ravi: Ebu’d-Derda (R.a.)

Kaynak: Müslim, Zikr 86, 88, (2732, 2733); Ebu Davud, Salat 364, (1534)


Hadis 08: Resulullah (sav) buyudular ki: “Acele etmediği müddetçe herbirinizin duasına icabet olunur. Ancak şöyle diyerek acele eden var: “Ben Rabbime dua ettim duamı kabul etmedi.” (Müslim’in diğer bir rivayeti şöyledir: “Kul, günah talebetmedikçe veya sıla-i rahmin kopmasını istemedikçe duası icabet görmeye (kabul edilmeye) devam eder.” Tirmizi’nin bir diğer rivayetinde şöyledir: “Allah’a dua eden herkese Allah icabet eder. Bu icabet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki günah taleb etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.”)

Ravi: Ebu Hüreyre (R.a.)

Kaynak: Buhari, Da’avat 22; Müslim, Zikr 92, (2736); Muvatta, Kurban 29 (1, 213); Tirmizi, Da’avat 146, (3602, 3603); Ebu Davud, Salat 368, (1484)


Hadis 09: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.”

Ravi: Enes (R.a.)

Kaynak: Tirmizi, Da’avat 149, (3607, 3608)


Hadis10: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder.”

Ravi: Ebu Hüreyre (R.a.)

Kaynak: Tirmizi, Da’avat 3, (3370); İbnu Mace, Dua 1, (3827)


Hadis11: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allahu Teala Hazretleri’nin fazlından isteyin. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever, ibadetin en efdali de (dua edip) kurtuluşu beklemektir.

Ravi: İbnu Mes’ud (R.a.)

Kaynak: Tirmizi, Da’avat 126, (3666)


Hadis12: Bir kadın: “Ey Allah’ın Resulü, bana ve kocama dua ediver!” diye ricada bulunmuştu. Resulullah (sav) efendimiz: “Allah sana da, kocana da rahmet etsin!” diye dua buyurdu.

Ravi: Cabir (R.a.)

Kaynak: Ebu Davud, Salat 363, (1633)

Merhum hocamın konu ile alakalı bir sözünü de ekleyerek bu yazıyı da burada noktalamak istiyorum. Sözü bana hatırlatandan Allah razı olsun, âmin.

“İyilik halinde Allah’ı unutmayın ki, kötü günlerinizde Allah sizin duanızı kabul etsin.”

Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN (Rh.a)

Allah ‘a emanet olun (âmin), selam ile 🙂

Kategoriler
Manevi İlaçlar

İstiğfar Duası

Allah ‘ın selamı, rahmeti, bereketi, ihsanı ve ikramı üzerinize olsun,

İstigfar-Duasi

İSTİĞFAR DUASI HAKKINDAKİ HADİS

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Her kim, bu duâyı inanarak sabahleyin okur da o gün akşama çıkmadan ölürse o kimse Cennetlik’tir. Her kim de akşamleyin okur da, sabah olmadan (sabaha çıkmadan) ölürse o kimse Cennet ehlindendir (Cennet’e girecektir).” buyurdular. Buhari

İSTİĞFAR DUASININ ARAPÇADAN OKUNUŞU

“Allahümme ente rabbi la ilahe illa ente halakteni ve ene abdüke ve ene ala ahdike ve vağdike mesteda’tü eüzü bike min şerri ma sana’tü. Ebuü leke bini’metike aleyye ve ebuü bizenbi iğfirli fe innehu la yağfiruzzunube illa ente”

İSTİĞFAR DUASININ TÜRKÇE MEALİ

Ya Rabb, ben cürm (günah) ve kusurlarımı itiraf eylerim, tevbe ve istiğfar ederim, nimetlerinin şükründen acizim, beni af ve mağfiret eyle.

 Alıntı: http://goo.gl/N5Yd0